tarihbulteni
edebiyatekonomibilim
YAZI, DİL VE EDEBİYAT
Yazı: Göktürk, Uygur, Arap, Kiril ve Latin alfabeleri kullanılmıştır.
Göktürk ve Uygur alfabeleri milli alfabelerdir.
Göktürk alfabesi, en eski milli alfabemizdir.38 harf bulunur. Dördü sesli otuz dördü sessizdir. Sağdan sola yazılır, Orhun Alfabesi de denilmiştir. En güzel örneği Orhun Kitabeleridir.
Orhun Kitabeleri-Yazıtları ( Göktürk Kitabeleri ) : Kutluk devleti döneminde ilki Vezir Tonyukuk adına 727’de, ikincisi Kültigin adına 732’de Bilge Kağan tarafından, üçüncüsü Bilge Kağan adına 735’de oğlu tarafından dikilmiştir.
Türk tarihinin ve edebiyatının ilk yazılı belgeleridir.
Türk adının geçtiği ilk Türkçe metindir.
Türklerin sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi hayatları hakkında bilgi verir. Ayrıca kitabeler gelecekteki Türk Milleti içinde çarpıcı öğütler vermesi bakımından önemlidirler.
Tonyukuk kitabesini kendi yazmış, Küligin ve Bilge Kağan’a ait olanları Yollug Tigin yazmıştır.1893’de Danimarkalı Thomsen okumuştur.
Kırgızlar, Bulgarlar, Hazarlar ve Peçenekler 10. yy’a kadar Göktürk Alfabesini kullanmışlardır.
Esik Kurganı’nda M.Ö. 5. ve 6. yy’a ait yazı bulunmuştur.
Uygur Alfabesi; Soğd alfabesinden alınıp geliştirilmiştir.18 harfli olup, üçü sesli on beşi sessizdir. Sağdan sola yazılır. Moğolların resmi yazısı olmuştur.
Uygurlar dönemine ait edebi eserler çoktur.
Uygurlar kâğıt yapımını ve hareketli matbaa tekniğini uygulamışlardır.
Dil ve Edebiyat:
Ural – Altay dil grubunun Altay kolundandır.
İlk ürünler sözlüdür. Cenaze törenlerinde söylenen sagu, şölenlerde saz eşliğinde söylenen koşuk, atasözleri olan sav, bağımsızlık ve vatan kutsallığı – kahramanlık – birlik konularının işlendiği destanlar en güzel örneklerdir.
Adı bilinen en eski Türk şairi Aprın – çur Tigin’dir.
Türk edebiyatının bilinen ilk yazılı örnekleri Yenisey Kitabeleri ve Orhun Kitabeleri’dir.
Önemli Türk Destanları :
Oğuz Kağan Destanı : Hunlar
Alper Tunga Destanı : İskitler ( Sakalar )
Şu Destanı : İskitler
Manas Destanı : Kırgızlar
Bozkurt Destanı : Göktürkler
Ergenekon Destanı : Göktürkler
Türeyiş Destanı : Uygurlar
Göç Destanı : Uygurlar
Türk Yazıtları ( Kitabeleri ) :
Yenisey Yazıtları : Kırgızlar
Karabalgasun( Ordubalık ) Yazıtları : Uygurlar
Orhun ( Göktürk ) Yazıtları : Göktürkler
EKONOMİ
Hayvancılık
Ekonominin temeli hayvancılıktır. At ve koyun çoğunlukta olup deve ve sığır da yetiştirilmiştir.
Hayvan ürünlerinin ticareti yapılmıştır. Hunlarda canlı hayvan ihracatı ilk sırayı almıştır. Uygurlar hayvancılıkta gelişmemişlerdir.
Tarım
İklimin ve toprağın uygun olduğu yerlerde tarımla uğraşılmıştır. Hunlar buğday ve mısır yetiştirmişleridir. Göktürklerde her ailenin ekip biçtiği kendine ait topraklar vardır. Sulama kanallarının yapımına önem verilmiştir. Altay ve Selenga bölgelerinde kanallar açılmıştır. Hunların açtığı Göktürkler tarafından kullanılan Tötö kanalı örnek verilebilir.
Uygurlar yerleşik hayat geçtikten sonra tarıma önem verdiler. Her çeşit sebze yetiştirmişlerdir.
Türklerin yetiştirmiş olduğu ilk tarım ürünü hayvan yemi olan yonca, ilk tarımsal gıda ürünü buğday olmuştur.
Tarlaya tarıglag, çiftçiye tarıgçı denmiştir. Saban kelimesi Türkçe de biline eski kelimelerden biridir.
Ticaret
Hunlardan itibaren ticaretin önemi kavranılmıştır.
Çin, Sasani ve Bizans ile buna yönelik antlaşmalar yapılmıştır.
Tüccarlara kolaylık sağlanmış, ticaret yollarının güvenliği için seferler düzenlenmiştir.
İpek Yolu ve Kürk Yolu’nun Türklerin elinde bulunması diğer milletlere karşı üstünlük kurmalarında etkili olmuştur.
İpek Yolu : Çin’den başlayıp Akdeniz ve Karadeniz’de sona eren ticaret yoludur.Türkler bu yol için Çinlilerle mücadele etmişlerdir.
Kürk Yolu : Hazar ve Bulgar ülkelerinden başlar, Altay ve Sayan dağlarından İpek Yolu’na paralel olarak uzanarak Çin’e ulaşan yoldur.Hazar, Sabir, Ogur ve Bulgar Türkleri genellikle ön plana çıkmıştır.
Madencilik
Madencilik gelişmiştir. Göktürkler demircilikle uğraşmışlardır. Hunlar demircilik, Hazarlar altın ve gümüş madenleri işlemişlerdir.
Devletin Gelirleri
Toprak ve hayvan vergileri, ganimetler, bağlı devletlerden alınan ve ticaretten sağlanan vergilerdir.
Gelirler daha çok ordu masraflarına ayrılmıştır.
İlk Türk devletlerinde hükümdarın resmi mührü vurulmuş ipekli bez parçalar para olarak kullanılmıştır.
İlk madeni para Türgişler ( Türgeşler ) döneminde kullanılmıştır. ( 630 – 766 )
BİLİM VE SANAT
Ayı’ın, güneşin ve yıldızların hareketleri hakkında bilgi sahibidirler.
Oniki Hayvanlı Türk Takvimi, güneş yılı esasına göre hazırlanmıştır. Onili yıllık devrelere ayrılmış, her yıl bir hayvan ismiyle adlandırılmıştır.
Orta Asya Türk sanatının temeli göçebe hayata dayanır. Bu nedenle saraylar ve tapınaklar yapmamışlardır. Hunlar dönemine ait etrafı surlarla çevrili yerleşim merkezleri bulunmasına rağmen genellikle göçebe hayat uygun eşyalar Orta Asya Türk sanatının örnekleridir.
Göktürk Kitabeleri önemli bir sanat eseri olarak görülür.
Halk demircilik, dokumacılık, ahşap işlemeciliği, süslemecilik yapmıştır. Süslemede hayvan figürleri kullanılmıştır(hayvan üslubu)
Kurgan; tepe biçiminde mezarlardır. Kazakistan’ın Almatı şehrine yakın Esik Kurganı en ünlüsüdür. M.Ö. 5. – 4. yy’a aittir. Altın eşyalar, seramik küpeler, gümüş çanaklar bulunmuştur. Altın Adam adlı altından yapılmış bir zırh bulunmuştur.
Dokumacılık gelişmiş olup dünyanın en eski halısı Pazırık kurganında ortaya çıkarılmıştır. Halı ilk kez Hunlar tarafından koyunyününden dokunmuş ve kullanılmıştır.
Resim sanatında Hunlardan kalma insan ve hayvan figürleri bulunmuştur. Göktürk Kitabelerinde savaşları konu alan tasvirler vardır. Uygurlar döneminde gelişmiştir. Saraylara ait duvar kalıntılarında fresko örnekleri vardır. Fresk: yaş duvar sıvası üzerine kireç suyunda eritilmiş madeni boyalarla resim yapma yöntemidir.
Uygur şehirlerinin kalıntılarında minyatürler bulunmuştur. Bu minyatürler Türk resim sanatının ilk önemli örnekleridir. Moğollar aracılığıyla İslam dünyasına girmiş ve etkilemiştir.
Heykel: İlk heykel örnekleri Göktürkler dönemine ait balbal taşlarıdır.
Türkler, ölen kahramanları mezarları başlarına hayatta iken yendiği düşmanlarının heykellerini dikerlerdi. Bu heykellere balbal denmiştir. Yine Göktürk dönemine ait koç heykelleri geleneği daha sonraları Anadolu’da uzun yıllar devam etmiştir.
Uygurlarda heykel sanatı gelişmiştir. Daha çok hayvan üslubu görülür. At, deve, keçi, fil heykellerine rastlanır.
Mimarlık : Hun ve Göktürk dönemlerinde kalıcı sağlam yapılar yoktur.Zaman zaman kerpiçten evler yapmışlardır.
Uygurlar döneminde evler, tapınaklar ve şehirler yapmışlardır. Tek katlıdır. Mani ve Budizm’in etkisi ile mimari gelişmiştir. Şehirlere balık adını vermişlerdir. Beşbalık, Ordubalık, Turfan şehirleri Uygurlara aittir.
Şehirlerin çevresi surlarla çevrilidir. Çin’de Mani ve Buda dinine ait mabed yapımında çalışmışlardır.
Müzik :
İlk örnekler kopuz eşliğinde söylenen destanlar, kahramanlık hikâyeleri ve aşk türküleridir.
Kopuz Türklerle birlikte Mısır, Suriye, Balkanlar, Macaristan, Polonya, Rusya, Ukrayna ve Almanya’ya kadar yayılmıştır.
Söyledikleri besteye ır ( yır ), sazlarla çalınan melodiye küg denmiştir.
En gelişmiş sanatlardan biridir. Askeri bando yaygın olup ordugâhlarda ve hükümdarın huzurunda ır ve küglerden her gün dokuz parça çalınırdı. Bu durum hükümdarlık alametlerindendir.
Göktürk ve Uygurlarda nefesli çalgılar kullanılmıştır.
Türk ordularından Avrupa’ya geçen çalgılar kudüm ( timpani bas davul ), zurna ( obua ), çevgan ( çıngıraklı asa ), Türk kanunu ( kitara )dır.
Uygurlarda orta oyunu vardır.